27 Aralık 2005

Veee beklenen an geldi...



Bugün 27-Aralık-2005. Sabah okula gelip gelenek haline getirdiğim Fazla Mesai ve Linux Gezegeni ni ziyaret için firefox umu açtığımda flash haberler aynıydı; Pardus 1.0 Çıktı.

Üzerinde çok tartışılan bu linux sürümünü artık indirebilir ve cd den yükleyebiliriz. Sonu iyi yada kötü olsa da genede bizler için güzel bir gelişme. Emeği geçen herkese teşekkürler.


20 Aralık 2005

Linux Macerası - 4

Soğuk Rüzgarlar...
Evet, sonunda networkçü olmak için çabalıyordum. Tabi bu arada Linux ile flörtümüz kötüye gitmeye başlamıştı. İlişkimizde soğuk rüzgarlar esmekteydi. Aramıza giren kara kedi (Network) bizi birbirimizden ayırmıştı. Aynı eski sevgilim gibi yeni sevgilim de kendisi hakkında birçok şeyi öğrenmemi istemişti. Durmadan okuyor, okudukça onu daha iyi tanıyabiliyordum. Ama çok kıskançtı. Eski sevgilimi hatırlamama, hatta konuşmama bile izin vermez olmuştu.

Bu arada kampüs ağı gittikçe şekillenmeye başlamıştı. Artık ağdaki bilgisayar sayısı gün geçtikçe artıyordu. Aslında bu kontrolsüz artış beni endişelendirmişti. Neredeyse tuvaletlere bile kablo döşeyecektik. Kontrolsüz çoğalan her varlık ya da nesne gibi kampüs ağınında bu şekilde büyümesi bazı korkuları da yanında getiriyordu. Ki yıl 2005, bu kontrolsüzlüğün olumsuz etkileri zaman zaman değişik formlarda (viruslerin yayılması, p2p, spam, bilgisayar okur-yazar ı olmayanların oluşturduğu trafik, vb.) kendini gösterdi. Ancak, şimdi aklımız başımıza geliyor, "Kullanıcı Politikaları" üretmeye çalışıp sınır koymaya uğraşıyoruz.

Herneyse, konumuz bu değil. Eski Sevgilim! :) Aslında aramızın açılmasındaki bir etken de artık vatani görevimi yapıp sıramı savmak isteyişimdir. Aynı gerçek hayatta olduğu gibi, bizde gözden ayrı kalınca gönülden de ayrı kalmıştık. Bu görevimi tamamlayıp geldiğimde atı alan üsküdarı geçmişti zaten. "Root of SDU" RedHat ile evlenmiş, küçük rpm leri bile olmuştu.


16 Aralık 2005

Linux Macerası - 3

Sıcaklık artıyor...
Sabit disk uçmuştu uçmasına ama biz nasıl kurtaracağımızı bilmiyorduk. Standart bir linux kullanıcısı gibi bizde boğulmuştuk dökümanlara. Neyse bulmuştuk bişeyler ama denemeye de korkuyorduk. Neyse ki linux u ilk kuran kişi /home klasörünü ayrı bir sabit disk bölümüne kurmuş. En azından kişilerin e-postalarını kurtarabilirdik. Hemen başka bir bilgisayardan çıkardığımız bir sabit diske yedeklemeyi başardık. İçimiz bir nebze olsun rahatlamıştı.

Akabinde / in bulunduğu bölüm üzerinde çalışmaya başladık. Ama bir türlü hayata döndüremiyorduk hastamızı. Bütün ayarlar ve webimizin ana sayfası yok olmuştu. Napalım bunada şükür dedik. Artık makinayı yeniden kurmak zorundaydık. İşte ilk defa bir sunucu makina kuracaktık. Hafızam beni yanıltmıyorsa Slackware in 3.x gibi bir sürümünü kurduk. Yedeğini aldığımız /home klasörünüde taşıdık.

Biz bunlarla uğraşırken zaman akmış ve BİM e yeni elemanlar alınmıştı. Kim mi? :) Sevgili "Root of SDU".

Sevgili Volkan Hoca ya devretmiştik artık linux sorumluluğunu. Ben mi? Ben Üniversite hayatımdan beri aklıma koyduğum "Networkçü" sıfatına bürünmeye hazırdım.


2 Aralık 2005

Linux Macerası - 2

Kaynaşma Faslı...
Artık bir linux sunucusunun yöneticisi olmuştuk (Semiha Hoca ve ben). Linux hakkında bildiklerimiz bir fincan dolusu kahve etmezken, biz koskaca üniversitenin network ve Linux yöneticisi olmuştuk :p Mail açmak, web sayfasını yerleştirmek, ftp alanı oluşturmak gibi (şu an basit gelen) işlemleri yapmak için baya kastığımızı hatırlıyorum.

Gel zaman, git zaman linux sunucusunun yüklü olduğu Pentium 166 makina bir sabah "Root" olarak girememiştik. Şifreyi değiştirmemiştik. Ama bir türlü login olamıyorduk. Sonunda jeton düşmüş, "hack" yediğimizi anlamıştık. Bizi almıştı bir heyecan. İnternette döküman döküman dolaştık. Ama nafile. Sonunda Ulakbim den bir arkadaşın yardımıyla "Root" u geri almayı başardık. İşte o gün başladı bende, internete her girdiğimde paranoyakça "takip ediliyorum" hissi :)

Günler geçtikçe daha çok şey öğrenmek zorunda kalıyorduk. O zamanlar türkçe dökümanlar da bugünkü kadar çok değildi. Her öğrendiğimizi sunucu makinasından önce (akıllanıpta) kurduğum linux makinasında deniyor daha sonra da sunucu ya taşıyorduk. Gel zaman git zaman internet te "Turkuaz" diye bir isim konuşulmaya başlandı. İlk türkçe linux tu. Sanırım ???

Yine güzel bir işe başlangıç sabahında, ne web ne de e-posta hizmetinin olmadığını farkettik. Makinaya telnet oturumu açmaya çalıştık ama olmadı. Meşhur "Server Odası" na gidip makinanın monitörünü açtığımızda bir sürü anlamsız hata verdiğini gördük. Sabit diskin uçtuğunu anlamamız çok uzun sürmemişti. Ve ikimizde "Ahaa, şimdi ayvayı yedik" der gibi bakıyorduk birbirimize.


17 Kasım 2005

Linux Macerası - 1

Tanışma Faslı...
Linux ile (daha doğrusu Unix ile) tanışmam 1994 senesinde üniversitede okurken gerçekleşti. C programming dersi alırken, kendime ait bir bilgisayarım henüz olmadığından okuldaki Unix labratuvarında yapıyordum çalışmalarımı. Yanlış hatırlamıyorsam 20 dummy terminali olan bir laboratuvardı. "vi" yi kullanmayı ilk o zaman öğrenmiştim. Kodu yazdıktan sonra "kitaptaki örnekte olduğu gibi" derleyiciden geçirdikten sonra bir "a.out" dosyası oluşturuyorduk sonuç ekranını görebilmek için. O zamanlardan hatırladığım, bu dummy terminallerde kullanıcılar arasında mesaj gönderme yetiside bulunuyordu. İster mesaj kutusuna istersen de direk ekranına. Aramızda bazı haşarı öğrenciler bu işle ilgili komutun neredeyse tüm parametrelerini kullanarak, insanları zıvanadan çıkarmayı başarabiliyorlardı. Ekrana basılacak mesaja belirli bir zaman verebiliyordunuz. Hatta bir gün, bir arkadaş tüm kullanıcıların ekranlarına aynı anda mesaj göndererek herkesin tepkisini almıştı.

Herneyse, zaman geçti ve Findos 3.0 geçmişti elimize ve bende ilk bilgisayarımı edinmiştim. Bu konuda sevgili canım anneciğime çok teşekkür ederim. Bilgisayar parasının büyük bir kısmını biriktirdiği paradan vermişti. 1200 Alman Markına bir 486Dx-66 almıştık. Escort markaydı. (O zamanki Escort makinaları muhteşemmiş. Monitörünü hala kardeşim kullanıyor.) Ve yükledik makinamıza findos u. Üniversite sonuna kadar devam etti findos serüvenimiz. Üniversiteyi bitirip S.D.Ü. de çalışmaya başlayınca Linux la kaldık başbaşa.

1997 senesinde web,ftp ve e-posta hizmeti veren bir slackware makina ile başbaşa kaldık. Uzun süren findos esaretinden sonra linux yüklü bir makina ile uğraşmak hele ki admin i olmak baya kastırmıştı beni. Hade bakalım, dadandık arama motorlarına. O zamanlar şimdiki gibi öle "guuugıl" a yaz elli tane türkçe döküman çıksın yoktu. "yahoo" ve "altavista" en çok tercih ettiklerimdi. Detaylara gene gerekirse zaman zaman yer veririm.

Sonuç itibariyle, böyle başladı linux la flörtüm.