2 Aralık 2005

Linux Macerası - 2

Kaynaşma Faslı...
Artık bir linux sunucusunun yöneticisi olmuştuk (Semiha Hoca ve ben). Linux hakkında bildiklerimiz bir fincan dolusu kahve etmezken, biz koskaca üniversitenin network ve Linux yöneticisi olmuştuk :p Mail açmak, web sayfasını yerleştirmek, ftp alanı oluşturmak gibi (şu an basit gelen) işlemleri yapmak için baya kastığımızı hatırlıyorum.

Gel zaman, git zaman linux sunucusunun yüklü olduğu Pentium 166 makina bir sabah "Root" olarak girememiştik. Şifreyi değiştirmemiştik. Ama bir türlü login olamıyorduk. Sonunda jeton düşmüş, "hack" yediğimizi anlamıştık. Bizi almıştı bir heyecan. İnternette döküman döküman dolaştık. Ama nafile. Sonunda Ulakbim den bir arkadaşın yardımıyla "Root" u geri almayı başardık. İşte o gün başladı bende, internete her girdiğimde paranoyakça "takip ediliyorum" hissi :)

Günler geçtikçe daha çok şey öğrenmek zorunda kalıyorduk. O zamanlar türkçe dökümanlar da bugünkü kadar çok değildi. Her öğrendiğimizi sunucu makinasından önce (akıllanıpta) kurduğum linux makinasında deniyor daha sonra da sunucu ya taşıyorduk. Gel zaman git zaman internet te "Turkuaz" diye bir isim konuşulmaya başlandı. İlk türkçe linux tu. Sanırım ???

Yine güzel bir işe başlangıç sabahında, ne web ne de e-posta hizmetinin olmadığını farkettik. Makinaya telnet oturumu açmaya çalıştık ama olmadı. Meşhur "Server Odası" na gidip makinanın monitörünü açtığımızda bir sürü anlamsız hata verdiğini gördük. Sabit diskin uçtuğunu anlamamız çok uzun sürmemişti. Ve ikimizde "Ahaa, şimdi ayvayı yedik" der gibi bakıyorduk birbirimize.


1 yorum:

MR dedi ki...

Hocam,
Daha önce yazmaya başladığın Linux macerasını bu kezdaha farklı bir açıdan yazılyorsun sanırım. Ama yine arkası yarın tadını bırakmamışsın. :)
Neyse biz bekleriz...